CYBERMAN
10
insan gücündeki dev metal yaratıklar, aslında insan soyundan gelen bir ırktı.
Zaman içinde zayıflıklarını yok etmek adına vücutlarına metal ve plastik
parçaları eklemeye başladılar. Bu süreçte de hislerini kaybedip, robotlaştılar.
Esasen Dünya'nın ikiz gezegeni
Mondas'tan gelen Cyberman'in soyunun tükendiği düşünülüyordu. Doktor paralel
bir evrene yaptığı ziyaret sırasında John Lumic adlı dahi tarafından yeniden
yaratıldıklarını öğrendi. Bu sefer önlerine çıkan her şeyi yok etmek üzere
yaratılmışlardı.
Cyberman, Dünya'yı pek çok kez ele
geçirmeye çalıştı. Ne var ki Doktor her seferinde onları yenmeyi başardı.
DALEK
Dalek'ler
evrendeki en üstün ırk olduklarını düşünen, sadece nefret ve korku ile hareket
eden hissiz yaratıklardır. Yüzyıllar boyunca Doktor ile pek çok kez savaştılar.
Savaş alanında bir deha olan bu güçlü ve acımasız yaratıklar Doktor'un bugüne
kadarki en büyük düşmanlarından biri. Ama Doktor her zaman insanlaığı onların
korkunç saldırılarından korumayı başardı.
Minik robotlar gibi görünen Dalek'ler
aslında metal zırhlarının altında yaşayan biçimsiz canlılar. Bilimadamı Davros,
ırkının devamlılığını sağlamak ve evrenin hakimi olmak için metal zırhları
yarattı.
SONTARAN
Sontaran'ların
en büyük tutkuları savaşmaktır ve onlar için savaşırken ölmek bir onurdur. Seri
bir şekilde klonlanarak çoğalırlar. Böylece Sontaran'lar savaşmak için doğmuş
bir ordu yaratmakta zorlanmaz.
Tek fiziksel zayıflıkları enselerindeki
küçük deliktir. Bu noktadan alacakları bir darbe onları bayıltabilir, hatta
öldürebilir. Bu nedenle dövüşürken asla sırtlarını düşmanlarına dönmezler.
Ezeli düşmanları şekil değiştiren bir
ırk olan Rutan'dır. Ama Sontaran'lar varolan herhangi bir ırkla da savaşa
girmeye hazırdır. Dördüncü Doktor'un döneminde Gallifrey gezegenini ele
geçirmeye çalışmışlardı.
WEEPING ANGEL
Evrenin
kendisi kadar eski olan bu katil yaratıklar, kurbanlarını bir dokunuşla geçmişe
gönderiyor ve onların potansiyel zaman enerjilerinden besleniyorlar.
Zamanda geçmişe göndermeden hiçbir şeye
dokunamadıkları için çok yalnızlar. Sadece izlenmedikleri sırada hareket edip
saldırabilirler. Görüldükleri takdirde savunma mekanizmaları devreye giriyor ve
taşa dönüşüyorlar.
Ayrıca
düşmanlarının gözlerinin içine bakıp hafızalarına yerleştikten sonra
zihinlerini ele geçirerek onları alt ettikleri de bilinmekte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder